Kitap: Homo Deus – Yarının Kısa Bir Tarihi

Yuval Noah Harari’nin “Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi” kitabının Türkçe baskısı  2016 yılı başında yayınlandı. Harari’nin daha önce “Hayvanlardan Tanılara: Sapiens” isimli çok satan kitabı yayınlanmıştı.

homodeus

“Homo Deus” kitabı “İnsanın yeni gündemi” isimli etkileyici bir bölümle açılıyor. Ardından Homo Sapiens’in dünyayı nasıl fethettiğini anlatan birinci kısım geliyor. Bu kısımda bilimsel gelişmelerin sonucunda organizmaların birer algoritma olarak ele alınmaya başlanması anlatılıyor.

İkinci kısımda insanların nasıl bir dünya yarattığı ve bu dünyayı nasıl anlamlandırdıkları ele alınıyor. Bu bölümde Hümanizmin günümüzdeki en önemli din haline geldiği söyleniyor. Harari hümanizmi birbiriyle rekabet halindeki liberal hümanizm, sosyalist hümanizm ve evrimci hümanizm olarak üçe ayırıyor.  Harari bu bölümde “Bilgi” nin değişik dönemlerde kabul gören formüllerini şöyle tanımlıyor.

  • Ortaçağ Avrupasında; Bilgi = Kutsal Metinler x Mantık
  • Bilimsel devrim çağında; Bilgi = Ampirik Veriler x Matematik
  • Hümanizm çağında; Bilgi = Deneyimler x Hassasiyetler

Üçüncü kısımda ise homo sapiens’in kontrolü nasıl kaydettiği anlatılıyor. Bu kısımda insanların gelecekte de dünyayı yönetmeye ve anlamlandırmaya devam edebilecekler mi sorusu soruluyor. Biyoteknolojinin ve yapay zekanın hümanizmi nasıl tehdit ettiği, insan türünün yerini kimin devralacağı ve hümanizmin yerine neyin geçeceği tartışılıyor.

Harari 21. yüzyılda gerçekleşmesi muhtemel üç seçeneği detaylıca inceliyor (s.319):

  • İnsanlar ekonomik ve askeri değerlerini yitirecekler, böylelikle ekonomik ve siyasi sistem insanlara bu kadar değer vermeyi bırakacak.
  • Sistem kitlesel olarak insanlara değer vermeye devam edecek ama bireyler önemsizleşecek.
  • Sistem bazı özgün bireylere değer vermeye devam edecek ancak bu özgün insan toplulukları kitlelerden farklı olarak sürümleri yükseltilmiş yeni bir süperinsan eliti oluşturacaklar.

Kitap üç önemli süreç ve üç önemli soruyla sona eriyor:

Nihayet yaşama gerçekten geniş bir pencereden bakabilirsek tüm sorunlar ve gelişmeler birbirine bağlı üç sürecin gölgesinde kalacak:

  • Bilim tüm toplumu, organizmaların algoritmalar ve yaşamın veri işleme süreci olduğuna ikna eden bir dogma olma yolunda ilerliyor.
  • Zeka bilinçle yollarını ayırıyor.
  • Bilinci olmayan ama yüksek zekalı algoritmalar yakında bizi bizden daha iyi bilecek.

Bu üç süreçse aşağıdaki üç soruyu beraberinde getiriyor:

  • Organizmalar birer algoritmadan, yaşam da veri işlemeden mi ibarettir?
  • Zeka mı daha değerlidir yoksa bilinç mi?
  • Bilinci olmayan ama yüksek zekalı algoritmalar bizi bizden daha iyi bilecek duruma geldiğinde toplum, siyaset ve gündelik hayat ne olacak, neye benzeyecek?

“Homo Deus…”, artık tarihçilerin de insan gelişimini incelerken biyoteknoloji ve yapay zeka olgusunu dikkate almaya başladıklarını göstermesi açısından önemli bir kitap. Sanırım giderek daha fazla araştırmanın bu olgulara yer vermeye başladığını göreceğiz.